Son Şehzade (Neziroğlu)
Mürekkebin akmadığı yerde kan damlar

Sn.Kılıçtaroğlu keşke “Hücurat” suresini okusaydınız..!

klıçt

Kılıçtaroğlu‘nun eline ne tutuşturulursa onu kürsülerden ustaca sallamasında eline kimse su dökemez..Bu manada çok iyi bir “Maistro Şefi” dir diyebiliriz.

Her gösterdiği her salladığı belgenin bir karşılığı olmuyor ve hep tazminat ödemeye mahkum ediliyor.Bu tazminatlar içinde Milletvekillerini adeta haraca bağlayıp her birinden beşer bin liralık yardım alıyor…

Peki bu kadar tutarsız davranışlarının sebebi ne ola ki?

Erdoğan karşıtlığı CHP’nin Limbik Sistemini öylesine bozmuş, öylesine Mankurtlaştırmıştır ki , onlara göre yeter ki Tayyip Erdoğan ülke gündeminden çıksın.

Bütün mesele bu…

Bunu yaparken hiç bir ahlaki kuralı tanımazlar.

Kılıçtaroğlu 19 Şubat‘taki grup toplantısında fotoğrafını gösterdiği “çöpten yiyecek toplayan kadın“ın, sokak hayvanları için çevredeki iş yerlerinin konteynere bıraktığı gıda maddelerini alan Aysun Demir olduğu ortaya çıktı.

Merkez Odunpazarı ilçesi Emek Mahallesi Ertaş Caddesi’nde yaşayan dört çocuk annesi 54 yaşındaki Aysun Demir, gazetecilere yaptığı açıklamada, çöp konteynerinden sokak hayvanları için yiyecek toplamaktan asla utanmadığını söyledi.

Çevredeki iş yerlerinden çıkan yiyecek atıklarının konteynerlere atıldığını belirten Demir, şöyle devam etti:

“Ben de onları alıp sokak hayvanlarına veriyorum. Sokak hayvanları için çöp konteynerlerinden atık toplamaya devam edeceğim. Gelip çeksinler. Kılıçdaroğlu, beni yok yere rencide ettiğinin farkında değil mi?Keşke bana gelip ‘Aç mısın?’ diye sorsaydı. Ben aç değilim, maddi durumum gayet iyi. Benim dört katlı evim var. Allah şükür ki kimseye ihtiyacım yok. Kılıçdaroğlu’na karşı hakkımı sonuna kadar arayacağım. Kılıçdaroğlu beni ihtiyaç sahibi gibi göstermeye utanmadı mı?Çok üzüldüm hatta intiharı bile düşündüm. Çocuğum üzüntüden okula gidemedi. Kılıçdaroğlu bunları düşünmedi mi? Benim fotoğraflarımı neden elinde sallıyor? Hukuki süreci başlattım. Kılıçdaroğlu’ndan alacağım tazminatla sokak hayvanlarına barınak yapacağım.”

Yine buna benzer bir olayı ,yani çamur at tutmazsa izi kalır düşüncesiyle  iki yıl önce  Haziran ayında CHP Grp Bşk Vkl Sn. Haluk Koç‘un birileri tarafından eline tutuşturulan bir fotoğraf karesi, haber kaynağı araştırılmadan kamuoyuna aktarmasıyla tekrar yaşanmıştı..Hedef her zaman olduğu gibi Tayyip Erdoğan ve ailesini zan altında bırakıp büyük bir camiayı ‘İşte kanıtı’ diyerek karalamak idi.

Hatırlayalım,Bilal Erdoğan ‘Ciğeristan’ adlı bir lokantaya iş yeri sahiplerinin daveti üzerine katılmıştı.İş yeri sahipleri Erzincan’lı ve sakallı olan iki kardeş ,günün anısına kendisiyle resim çektirmişler.Sosyal medyada paylaşılan bu fotoğraf karesi ‘Çamur at tutmazsa izi kalır’ mantığı ile Haluk Koç‘a servis edilmiş.

Danışmanları tarafından kendisine servis edilen bu kare bir anda ‘Bilal Erdoğan İşid Lideri ile samimi bir şekilde görüntülendi’ şeklinde sosyal medyayı ayağa kaldırdı.Bir çok kişi bu haberi sosyal ağlarda paylaştı ve bir kısım kinlerini kustular…

Neticede ,fotoğrafın gerçeği yansıtmadığı anlaşılınca pişman olmuş ve ‘ Geç de olsa özür diliyorum’ demek durumunda kalmıştır Sn Haluk Koç.

Hiç ders almamış olacaklar ki aynı iftiralara devam etmekte ve bir fasığın ellerine tutuşturdukları yalan dolan belgelerle toplumu kamplaşmaya ittikleri gibi, ülkesini de çöpten karnını doyuran insanların ülkesi olarak dünya kamuoyuna yansıtmakta bir beis görmemektedirler.

Geçmişte olduğu gibi Sn Haluk Koç ve bugün de Sn Kılıçtaroğlu şayet biraz Kur’an bilgisine sahip olsalar idi bu vahim hatalara düşmezlerdi.Gerçi Kılıçtaroğlu , Erdoğan ile girdiği Kur’an polemiğinde “Biz Kur’anı annelerimizin,ninelerimizin el oyası ile işlediği kılıflara koyar onu yüksekçe bir yere asarız.Ona saygı gösteririz” diyerek özetlemişti.

Başta Genel Başkanları olmak üzere CHP’li yetkililer bu tuzağa düşmeden önce Kur’an’ı referans alsaydı bu büyük ve çirkin iftiraya alet olmayacaktı.

Ne diyordu Kur’an : Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın…’ (Hucurat Surei 6. ayet)

Evet bu gerçeklerden habersiz kalırsa bir insan üzerine pislik yağdırmaya devam eder.

Allah ,Yunus süresi 100. ayette ‘Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdıracağını’ ifade etmektedir.Tayyip Erdoğan‘ı devirme hırsı için CHP‘ nin  gözü bu kadar dönerse bu pislik yağmaya devam edecektir.

Erdoğan’ın varlığı ve siyasi başarıları bunların psikolojisini öylesine bozmuş ki İran‘da Atatürk heykelini olamayacağını bile düşünememektedirler.

Daha önce yazmıştık hatırlamakta fayda var.

Olayın bizzat canlı şahidi bir dönem CHP içerisinde etkin ve yetkinMKYK üyeliğine kadar yükselmiş Savcı Sayan‘dır. Komik, bir o kadar da ibret dolu olayı anlatacağız Savcı Bey‘in dilinden. Atatürk’ün partisinin düştüğü içler acısı duruma ibretle şahit olacaksınız.Sosyal sorumluluklardan nasıl uzaklaştığını,proje üretemeyen,söylem gerçekleştiremeyen , daima karşı bir devrim ve düşman yaratma anlayışının nasıl hakim olduğunu göreceksiniz.
Anadolu’dan kopup gelerek CHPnin çekirdek kadrosunda yetişen,Deniz Baykal’ın sağ kolu olan Sayan Çanakkale’nin Çan ilçesinde verdiği konferansta bakın hangi içler acısı olayı anlatıyor:

“Kılkıçtaroğlu meşhur olmuştu.O zaman biz hep dosyaların peşine düşmüştük.Geceleri bile uyumuyorduk.Birisi bize telefon açsa dese ki ‘bir yerde dosya var’ biz giderdik o dosyayı almaya…

Dolandırıcılar bizi nasıl dolandırdı biliyor musunuz?Size bir canlı olay anlatayım , ben bu olayı anlatınca siz dersiniz ki şaka yapıyor.

İki tane vatandaş bir gün geliyor bizim CHP Genel Merkezine,diyorlar ki bizim iki Milletvekilimize,Türkiye’nin iki önemli Milletvekiline,bizim elimizde Recep Tayyip Erdoğan’ın kasedi var.Biz kasede alışığız ya , biz de parti içi devrim kasetle olur.

Biz koltukları kasetle kazanırız.Bu iki değerli Milletvekilimiz ki bunların bir tanesi de Türkiye’de büyük bir sendikanın Genel Başkanlığını yapmış.Düştüğümüz duruma bakın kime oy vermişiz.Bu iki vatandaş diyor ki ‘Bizde Tayyip Erdoğan’ın kaseti var.İran’da Atatürk’ün büstünü ayakları altına almış,paramparça etmiş.

İran’da Atatürk’ün büstü ne arar ona da akılları ermiyor.

Diyorlar ki siz İran’a gelirseniz biz size bu kaseti teslim edeceğiz.Peki ne istiyorsunuz? Elli Bİn bin dolar.On Bin Doları peşin geri kalanı taksit taksit…

Bizimki hemen sayıp on bin doları veriyor.Bizim İlçe Başkanımızı görevlendiriyorlar. İran’a geçiyorlar kaseti almak için.Öğleye doğru adam bunlara telefon açıyor. Diyorlar ki , on beş bin dolar daha vermezseniz sahibi kaseti vermiyor.On Beş bin dolar daha gönderiyorlar. Diyorlar ki , saat üçte biz bu kulübenin önünde buluşacağız…Tamam anlaştık…

Saat üç oluyor diyorlar ki ,aha geldik,şimdi geldik vs vs…Sonra birisi bizimkilere telefon açıyor diyor ki ulan avanaklar sizin gibi altı yüz kişi kandırdık altı yüz birinci sizsiniz…

Bunlar dönüp gelirken PKK bunların yolunu kesiyor. Diyorlar ki , burada ne arıyorsunuz .Bizim ilçe başkanı yalvarıp duruyor. Yahu etmeyin eylemeyin onları ben getirdim İran’a bırakın gidelim.Bunlar can havli ile Türkiye’ye kaçıp geliyorlar Genel Merkeze diyorlar ki biz kaset-maset bulamadık o yirmi beş bin dolar da gitti.

Aynen böyle ha bu gerçek bir olay şaka maka değil. İsimleri de ben de mevcut.”

İşte CHP‘nin içine düştüğü acınacak durum..! İran’da Atatürk’ün Büstünün bile olamayacağını akıl edemiyor.

Daha önce bir makalemize de konu olmuştu CHP’nin Limbik Sistemi..

Limbik Sistem ,insanın duygu sistemini kontrol eden en önemli parçasıdır. Limbik sözcüğü Latincede ‘Sinir’ anlamına gelmektedir.Beyindeki düşüncelerin, duygulara dönüştüğü merkezdir.Hemen her şey  orada şekillenir.Düşünceler Limbik sistemde işlenerek duygularımızı, duygularımız da ruh halimizi etkilemektedir.Gelişen teknolojik veri tabanı başta  ‘Depresyon’ olmak üzere çeşitli Psikolojik rahatsızlıkların  temelinde Limbik sistemin  etkili olduğunu göstermektedir.Eğer limbik sisteminizde herhangi bir problem olduğunda beyninizde genelde olumsuz düşünceler dolaşır ve tekrar sağlıklı bir yapıya kavuşmak için limbik sistemin tedavi edilmesi gerekir. Çünkü aklınıza gelen her düşünce beynimize bir elektrik sinyali göndermektedir.İşte bu sinyaller sistem içerisinde bulunan Hipotalamusa ulaşır.Burası hormon bezlerini yönlendiren uyarıcı hormonları salgılayan çok önemli bir yönetim merkezidir.

Peki bu nasıl gerçekleşmektedir?

Limbik Sistemde  Hipotalamustan sonra gelen bölge amigdala dediğimiz yapıdır.Bu yapı iki tane badem şeklinde sinirsel yapının bir araya gelmesiyle oluşmuştur.Yapılan deney ve araştırmalar göstermektedir ki, amigdalası alınan hayvanların normalde öfke ile tepki verdikleri şeylere artık tepkisiz oldukları saptanmıştır.Ayrıca birçok hissiyatın da amigdala olmadığı zaman çalışmadığı görülmüştür.Kısacası Limbik Sistem duygu,düşünce ve hissiyatlarla alakalı bölgeyi kontrolü altına almaktadır.

Neticede çeşitli telkin ve ikna metotları ile limbik sistem üzerinde yapılan çalışmalar duygu körlüğüne yol açmakta ve insan istenilen bir canavara dönüştürülebilmektedir.

Mensubiyet şuurundan yoksun siyaset ve açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı ve  Milletvekillerinin öyle anlaşılıyor ki amigladası alınmıştır.Bu nedenledir ki mensup olduğu milletin manevi değerlerine saldırmakta ,çeşitli söylem ve eylemleri ile toplumu ayrıştırmakta bir beis görmemektedirler.

“Duygu Körlüğünden” kaynaklanan bu durum “ Evet çıkarsa yedi sülalesi ile birlikte İzmir’den denize dökecek ”  (CHP,Hüsnü Bozkurt ) kadar gözü dönmüş , isminin başında “DR” titri bulunan sosyopatları yetiştirmesi normaldir.

“Türkiye ile İran savaşa girerse İran’ın yanında yer alırım” (Eren Erdem ) diyecek kadar ihanete bulaşan CHP milletvekillerinin olması da normaldir.

Veya, sosyopatların gür sesi Muharrem İnce gibi aynı davayı savunan yakın mesai arkadaşı dul bir bayanı taciz edip “Abazayım çabuk bir taksiye atla gel” diyecek kadar alçalan ve isteği reddedilince de ‘anasına küfreden’ bir sosyopatın çıkması da normaldir.

Veya Gezi Olaylarında çapulçulara müdahale eden Polisimize karşı “Ulan Ak İtler sizin ananızı avradınızı ….” diyecek kadar alçalan CHP‘li Levent Gök‘lerin olması da normaldir.

Ve  “Atatürk katildir,Dersim’de katliam yapmıştır”  açıklamasında bulunan  Sezgin Tanrıkulu gibi CHP vekilinin de olması normaldir.

VE …ve…ve… diyerek yüzlerce örnek verebiliriz…

Dolayısıyla Limbik Sistemi ile oynanmış , Amigladası alınmış bir CHP ile karşı karşıyayız.

Artık yapılması gereken şey CHP nin bu sosyopatlarındaki  bu Patolojik durumu Tababet (Tıp) kurumuna havale etmektir.

Umulur ki Tıp  bir çare bulacaktır…

İlhan Nezor

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol