Son Şehzade (Neziroğlu)
Mürekkebin akmadığı yerde kan damlar

Acıklı bir hikaye Silah fabrikasından Soba ve Kumbaraya yolculuk




Değerli dostlar;

Bugün sizlere belkide bir çoğunuzun bilmediği içler acısı bir olayı nakledeceğim.
Sizden ricam yazı konunun önemine binaen uzun...Milli ülkü ve hislerinizi tetikleyerek okursanız faydalı olacaktır.


Böyle bir konuyu seçmemde ki etken ise , son zamanlarda Türkiyenin yüz akı,gururu, altın çocuk , değerli hemşerim Selçuk Bayraktar üzerinden Milli Harp Sanayimize ve dolayısıyla damat olduğu Erdoğan ailesine yapılan haksız saldırılar olmuştur.

CHP Lideri Kemal Kılıçtaroğlu, bu gencin başarıları karşısında bazı karanlık güçlerin dayatması ile akla ziyan açıklamalar yapmaktadır.Türkiyenin ilk yerli ve dünya standartlarının üzerinde geliştirdiği savunma sanayimizin yüz akı insansız SİHA ve İHA'ların başarısını görmezden gelip "Tayyip Erdoğan ve ailesi Savunma Sanayimizi ele geçirmek istemektedirler" açıklamasında bulunmuş ve kalibresini de belli etmiştir.

Selçuk Bayraktar ve eserlerinden bahsedecek değilim.Bu konuda bir kaç yazı kaleme almıştım.

Gelelim asıl meseleye...

Sıkça şu cümleyi duymuşuzdur " Türkiyeden dışarıya beyin göçü gidiyor,başarılı bilim adamlarımızı değerlendiremiyor önlerine set çekiyoruz"

Evet yakınmalar hep böyle idi...

Peki yakın tarihimizde yaşananlardan haberimiz var mı?

Dışarıdan bize gelen beyin göçünü nasıl harcadığımızı bliyor muyuz?

Hele hele bu insan,  1913'te Atatürk Sofya'da Ateşe iken tanışmış ve dost olmuş birisi ise...

Ve hele hele Zübeyde Hanım'ın bir mektubunda oğlu Mustafa Kemal'e "Şakir'e destek ol,ona sahip çık" demiş ve Atatürk'de ona destek olmuş birisi ise...

Ne acıdır ki,Atatürk'ün vefatından sonra da unutulmuş , başarıları engellenmiş ve yeni nesile aktarılmamış bir büyük kahraman ...

Evet bu şahsiyetli ve onurlu kahraman,Atatürk'ün yakın dostu ve onun vefatından sonra CHP iktidarı tarafından linç edilmiş , ülkesi için geliştirdiği ilk Harp Sanayisini Atatürk'ün emri ile kuran Şakir Zümre...

Kurtuluş Savaşı kazanılmış,Cumhuriyet ilan edilmiştir.Tarihler 1925'e geldiğinde Mustafa Kemal,Bulgaristan'da ki arkadaşı Şakir Bey'i Türkiye'ye davet eder ve "Gel burada silah fabrikası kur" der...
Şakir Bey bu teklifi kabul eder ve Türkiye'ye gelir.Kendisine Haliç'in kıyısında bir yer gösterilir.

Şu anda Sütlüce'de ki Miniatürk'ün bulunduğu alan...Türkiye'nin ilk özel sektör silah fabrikası burada kurulur Atatürk'ün talimatı ile.

Artık Türk Silahlı Kuvetlerinin mühimmatı yerlidir.Yaklaşık 2000 kişinin çalıştığı fabrikada kısa sürede Türk Hava Kuvvetlerinin 100,300,500 Kg'lık bombalarını üretmeye başlar.Diğer yanda da Türk Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı olan cephaneleri de üretir.Hatta ilk deniz altı bombaları da burada üretilir.

Yine Kara Kuvvetleri için cephane,el bombası,işaret ve aydınlatma fişekleri,kara mayınları gibi bir çok mühimmat Türk Mühendis ve teknisyenleri tarafından bu fabrikada üretilerek ordumuzun ihtiyacı karşılanır.

Sonraki yıllarda fabrika,Yunanistan,Bulgaristan,polonya ve Mısır gibi ülkelere de ihracat yapmaya başlar.O yıllarda ilginçtir,1922'de denize döktüğümüz Yunanistan'a 1.5 Milyon liralık ihracat yapmamız dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırır.




Şakir Bey kendisine tanınan bu imkan ve yaptığı işten o kadar memnun olmuştur ki ilerleyen zamanlarda şu açıklamayı yapar:

"Atatürk ile Bulgaristan'da geçen günler , hayatımın en unutulmaz müstesna günleri olarak hatıralarım arasında yaşayacaktır.Anadolu'yu ikinci bir Ergenekon yapan bu şanslı Bozkut ile bazen sabahlara kadar vatanımızın mesut ve müreffeh günlere kavuşması için hazırladığı planlar üzerinde görüşür,tartışırdık" diyecektir.

 Şakir Bey , fabrikada mazot ile çalışan beş beygirlik ilk Türk Motorunu da yapmayı başarır...

Gel gör ki, en yakın dostu Atatürk'ün vefatı ile işler iyice çıkmaza girer.İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika ile yapılan silah anlaşmaları , Marhall Planı Şakir Zümre için sonun başlangıcı olur.

Atatürk'ün en büyük eserlerinden olan CHP İnönü ile birlikte bir hesaplaşma içerisine girmiştir.Artık Amerika ikinci Dünya Savaşının elde klan külüstür silahlarını Türkiye'ye yardım adı altında vermektedir.

"Biz size silah veririz,bunlar ile uğraşmayın" denilerek silah sanayimize ve geleceğimize ilk darbeyi vurur Amerika.

Öyle ki, Yunanistan,Bulgaristan,Mısır gibi ülkeler de Amerika korkusundan artık silah alamazlar.Dışarı bağımlı hale gelinmiş ve Şakir Zümre hem ülkesi için silah üretemez, hem de ihracat yapamayarak ülke ekonomisine de darbe vurulmuştur artık...

Hal böyle olunca Atatür'ün emri ile yakın dostu Şakir Zümre'ye kurdurulan silah fabrikası yavaş yavaş paslanmaya başlamıştır.Şakir Zümre o büyük hayallerinin yıkılışına şahitlik edercesine çökmüş ve psikolojisi sarsılmıştır.

Artık zor günler başlamıştır.Çaresizlik içinde çırpınan Şakir Zümre içi kan ağlayarak da olsa çareler arar ve koskoca silah ve cephane fabrikasını soba fabrikasına çevirir.




Bugün benim gibi 50'li yaşların hatırladığı o meşhur Şakir Zümre sobalarını üretmeye başlar.

Yaşadıkları karşısında neye uğradığını şaşıran Şakir Zümre Bey Vatan Caddesinde her 30 Ağustaos'ta düzenlenen resmi geçitlerde ülkesi için ürettiği cephane ve silahlarla boy gösterirken yaşadıkları karşısında içi burkulunca adeta bizlere ders verircesine 1950'de 30 ağustos töreninde içini a cıtan o olayı gerçekleştirir.

Şakir Zümre bir zamanlar silah ürettiği fabrikada ki sobaları bir kamyonete doldurur ve Vatan Caddesinde törenleri izleyen devlet erkanına adeta tokat atar ve şu tarihi açıklmayı yapar:

" Bizi Amerika'ya muhtaç ettiniz...Türk Ordusunun yerli ve Milli Silahlarını elinden alıp Amerikanın kucağına oturttunuz" diye haykırarak bağırır.

Bu durum karşısında ne uğradığını şarşıran Hükümet Erkanı , Şakir Zümre'nin gönlünü almak ister.Hani şu İş Bankası'nın o meşhur kumbarası bu cephane fabrikasında yaptırılır.

Şakir Zümre Bey 1966'de vefat eder.Türkiye'nin ilk Kara,Deniz ve Hava silahlarını üreten fabrikanın da 1970 yılında kapısına kilit vurulur.

Evet hadise böyle...

Dah önce de aynı şekilde yerli ve milli ruha sahip insanların ülkesi için yaptıklarına ve layık olundukları muameleye dikkat çekmiştik yazılarımızda..

Kimdi bunlar:Vecihi Hürkuş Uçak Fabrikası,Nuri Killigil Silah ve Mühimmat Fabrikası,Nuri Demirağ Uçak Fabrikası,Erbakan Devrim Otomobilleri,Türkiye'nin ilk ve yerli Traktörü HGS,Karakurt ve Bozkurt Buharlı Lokomotif üretimleri ya kapatılarak ya da bir süikaste kurban edilerek sonlandırılmış ve aynı kaderi yaşamışlardır.

Demem o ki, şu yaşanan hadiseler karşısında Bşkan Recep Tayyip Ertdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın başarılarını eleştirmek hangi akla hizmettir.

Tarihte yaşanan bu acı hadiseden hiç ibret almadık...Selçuk Bayraktar'ı kimseye yedirtmeyiz...Bu acı tarih asla tekerrür etmeyecektir...

Oyun büyük ey halkım...Titre ve kendine dön...

İlhan Nezor 















 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol