Son Şehzade (Neziroğlu)
Mürekkebin akmadığı yerde kan damlar

Neden bu kadar çok hain yetiştiriyoruz..!(3)

Yugoslavya parçalandığı zaman halka bunun nasıl olduğu sorulmuş “ Biz akşam dizi seyrediyorduk,olup bitenden haberimiz olmadı” cevabını vermişler. Neticede bugün yedi bağımsız devlet oluşturuldu Balkan coğrafyasında.Halk dizi ile uğraşırken Pentagon bağlantılı Dinler Araştırma Dairesi Yugoslavya’nın nasıl parçalanabileceği konusunda yüksek bütçeli çalışmalar ile meşguldü.

Buraya da bir nokta koyalım ve devam edelim…

Şimdi kısa bir tarih yolculuğuna çıkalım.

Türkler, devleti yönetme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanırlar. Bu yönetme hakkına ise “Kut” denilir. Kut, kan yoluyla geçtiği için hükümdarın kanını taşıyan tüm erkek çocuklarının da yönetme yetkisi bulunur.

İslam öncesi Türk devletlerinden itibaren başlayan Kut anlayışı, İslamiyet’in kabulünden sonra da, Osmanlı Devleti’ne kadar devam etmiştir. İslamiyet’ten önceki Türk devletlerinde de yönetim her zaman aynı ailede yani hanedanda kalmıştır. Tanrı’nın verdiği yönetme yetkisini başka bir aile kullanamadığı için başka hanedanlar devleti yönetemez.Türk yönetim tarihinde kağan ve hükümdarlarının kullandığı ad ve unvanları Kut anlayışı ile bağlantıları bakımından önemlidir. Örneğin, Türk tarihinin önemli liderlerinden Mete’nin unvanları; “Tanrı-kut” ve “İdi-kut”; Göktürk kağanının unvanı ise “Kutlug Beg”dir.

İslamiyet’in kabulünden sonra da Kut anlayışı değişmemiştir. Bu anlayış Osmanlı Devleti’n de de devam etmiştir. Devletin kuruluştan yıkılışına kadar yöneten hanedan Osmanoğulları’dır. Kut, hem halk hem de ordu üzerinde etkili olan bir anlayıştır. Hükümdarın yetkilerinin Tanrı tarafından verildiğine inanan bir halk ve ordu, daima hükümdarının yanında olmuş ve hanedandan vazgeçmemiştir.

Kut anlayışının olumsuz yönlerinden biri ise, tüm hanedan üyeleri Kut’a sahip olduğu için, hepsinin tahtta hak iddia etmesiydi. Kendisine askeri ve siyasi olarak güvenen hanedan mensupları, taht kavgalarına girebiliyordu. Bu da Türk devletlerinde iç savaşa ve bölünmeye neden olabiliyordu.

Bu kısa bilgiyi neden verdik?

Tarih boyu yönetim ve hükümranlığın Tanrı tarafından verildiği inancı ile perçinleşen bir yapı da bile zaman zaman haince başkaldıranlar olmuştur.Binlerce yıllık Türk Tarihi’n de ortaya çıkan isyanlar da hiçbir zaman ülkeyi yöneten hanedan direkt hedef alınmamıştır.

Örneğin,Selçuklu zamanında çkan isyanlar, devletin politikalarına yöneliktir. Hanedan ile doğrudan bir bağlantısı yoktur. Osmanlı Devleti’nde çıkan isyanlarda da benzer durumlar görülür. Mesela ,Celali İsyanları bozulan ekonomiye ve taşra’da ki yöneticilerin yaptıkları haksızlıklara bir baş kaldırıdır. Osmanoğulları’nı tahttan indirme ya da başka bir yönetim şekline geçme gibi bir amaç asla yoktur. Yeniçeri İsyanları’nda da hedef aynıdır. İsyan edilen kişi bir şahıstır, aile ya da hanedan değildir. Zaman zaman padişahları öldürecek kadar ileriye giden Yeniçeriler, öldürdükleri padişahın yerine, aynı aileden başka bir kişiyi tahta çıkarmışlardır. Bu da, Kut Anlayışı’nın toplumun her kesimi tarafından nasıl sahiplenildiğinin ve kabul edildiğinin bir göstergesidir. Aradan binlerce yıl geçmesine rağmen Kut Anlayışı günlük hayatımızın halen bir parçasıdır. Bayram Kutlamak, Doğum günü Kutlamak gibi eylemlerdeki asıl fiil olan Kut, binlerce yıl öncesinden gelen bir geleneğin sonucudur.

Görüldüğü gibi Türkler’de ihanet etmenin bile (tabir yerinde ise) bir ahlakı vardı.
En haini bile asla devleti hedef almamış , sadece düzene karşı olmuş , gördüğü haksızlıklar karşısında isyan etmiştir.

Oysa  bugün organize bir şekilde o kadar çok hain yetiştiriyoruz ki arasanız karaborsada bile bulamazsınız.Öz evlatları tarafından şah damarını kesecek milyonlarca hainle karşı karşıyadır Türkiye.Bunun elbette bir çok sebepleri var.Gelecek bölümde bu konuyu otopsi masasına yatıracağız.

Bütün bunlar olurken , devletin en mahremine,kozmik odasına girilirken , bu temel bilgilerden habersiz olan halkımız ne ile meşgul acaba?

Yugoslavya‘nın dağılışını aptal kutusu TV ekranlarında dizi seyrederek geçiren Yugoslav halkı gibi sağınak sağınak dizilerle  ıslanmaya devam etmektedir.

Ve bir gün ” Ne oldu Türkiye’ye böyle ? “diye sorulduğunda “ Valla biz akşam ailece dizi seyrediyorduk,sabah kalktığımızda ülkemizi parçalanmış bulduk” mu diyeceğiz.

Allah muhafaza…

( Devam edecek…)

İlhan NEZOR

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol