Son Şehzade (Neziroğlu)
Mürekkebin akmadığı yerde kan damlar

“Alın başınıza çalın Candy Crush Saga’nızı..!”




Kadının biri gece uykusundan uyanır ve facebook sayfasından gün boyu yaptığı paylaşımları kimlerin beğendiğini görmek ister ve bilgisayarının başına oturur.Bu davranışına sinirlenen kocasıyla tartışmaya başlarlar ve ertesi gün boşanmaya karar verirler.
Bu anlattığımız olay geçen yıl Ankara‘da yaşanmış ve basına da yansımıştır.Görüldüğü gibi kutsal aile yuvasının sosyal medyada devamlı tekrarlanan sudan bahanelerle nasıl tahrip edildiğine şahit olmaktayız.
Sosyal medya artık hayatımıza tamamen girmiş durumda.Psikologlar yaptıkları araştırmalarda kontrolsüz kullanımın zamanla psiko-sosyal rahatsızlıklara yol açtığını bunun da toplum yaşamını etkilediğini ve bir takım rahatsızlıkların meydana gelebileceğini ifade etmektedirler.Özellikle Facebook‘ta “Beğen” tuşuna basmanın bile karşı tarafta “mutluluk hormonlarını” aşıladığını belirtmektedirler.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, insanların hayata bakış açısı da değişiyor. Özellikle internet kullanımı, bilgiye kolay yoldan erişim şansı, insanların hayatlarını geliştirmekle birlikte bir o kadar da köreltiyor. Tek bir tuşla yapılan ve adına sörf denilen sanal gezinti dünyası insan ilişkilerinde ciddi yaralar açmaktadır.Oysa sosyal paylaşım siteleri sayesinde insanlar sosyalleştiğini düşünürken, aslında asosyalliklerinin farkında değiller. Gittikleri yerlerden, yanında bulunan kişilere, yedikleri yemeklerden, yaptıkları işlere kadar bir çok şeyi insanlarla paylaşma iç güdüsüyle hareket etmeye başladılar. İstemsiz bir şekilde, güncelledikleri durumların ‘beğen’ilme arzusuyla yanıp tutuşuyorlar. En iyi bildiğimiz bağımlılık yapan maddelerin başında gelen sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerinin arasına, sosyal paylaşım sitelerine bağımlılık maddesi de ekleniyor haliyle. Yine yapılan araştırmaların sonucunda, internetten uzaklaştırılan insanların, tıpkı alkol, sigara ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddeleri bıraktıklarında vücutlarında meydana gelen tepkileri gösterdikleri gözlemliyorlar. Agresiflik, depresiflik, insanlarla iletişim kuramama vs.

119. Amerikan Psikoloji Birliği Yıllık Kongresi’nde California Üniversitesi’ndeny’den Lary D. Rosen şu çarpıcı bilgilerini aktarmakta faydalı olacaktır;
Sosyal medya ve ağlar uzun süreli ve aşırı bir şekilde kullanıldığında kişi üzerinde narsist eğilimlerin baş göstermesine sebep olmaktadır. Bilindiği üzere narsistik, bir kişilik bozukluğu olup, narsist kimseler sürekli ilginin kendi üzerlerinde olmasını isteyip, diğer insanlara karşı aşağılayıcı ve egoist bir tavır içerisine girmektedirler. Sosyal ağların kişi üzerinde oluşturduğu her paylaştığı girdinin beğenilmesi güdüsü, bu tür eğilimlere sebep olmakta ve kişi günlük hayatında da sürekli takdir edilmeyi, beğenilmeyi çevresindeki insanlardan beklemektedir.
….
sosyal ağlar amacının tamamen aksine anti-sosyal kişiliklerin oluşmasına imkân tanımaktadır. Gerçek hayatta, kendini ifade edemeyen içe kapanık kimseler, sosyal ağlarda kendilerini çevresine gösterme gayretine girmekte ve sosyalleşmeye yönelik arayışlarını sosyal ağlarla bastırmaya çalışmaktadırlar. Kişi, gerçek hayatta yapamayacağı birçok davranışı sosyal ağlarda yapma arayışına girmektedirler. Bu ise onları gerçek hayattan daha da soyutlayıp, sosyal ağlara bağımlı bir kişilik kazanmalarına sebep olmaktadır.

Bununla birlikte, yoğun sosyal medyayı ve teknolojiyi kullanan kimselerde anksiyeteye yatkınlık olduğu da öne sürülmektedir. Anksiyete ağır bir psikolojik rahatsızlık olup, kişideki yoğun kaygı, endişe, gerilim, korku halini ifade etmek için kullanılmaktadır. Anksiyete bozukluğu olan kimseler çevresinde kayıtsız kaldığı birçok şeyden etkilenmekte ve çevresinde gerçekleşen her olayın sonucundan endişe duymaktadırlar. Bu durumu, sosyal ağlarla çok basit bir şekilde ilişkilendirebiliriz. Birçoğumuz sosyal ağlarda paylaştığımız bir gönderinin beğenilip, beğenilmeyeceği; nasıl yorumlanacağı gibi kaygılar yaşayabiliriz. Tabii ki bunlar psikolojik bir sorun seviyesinde değildir ancak aşırı kullanımlar, kişinin sosyal ağlardaki çok basit davranışlarının sonucundan büyük kaygılar duyması gibi sonuçlar doğurabileceğinden, anksiyeteye sebep olabileceği düşünülmektedir…”
Bu arada Facebook hesaplarını sürekli kontrol eden, internet bağımlısı öğrencilerin ders notlarında düşüş olduğunu da bilgi notu olarak aktaralım.

Bu kısa ve bilimsel tepsitleri aktardıkdan sonra şimdi gelelim yazımızın başlığına.

Acizane sosyal medya’da siyasi , edebi,dini ,tarihi vesair konularda paylaşımlar yapmaya gayret ediyorum.İçinde yaşadığımız toplumun duyarlılıklarına kayıtsız kalmamız beklenemezdi.Ancak ne var ki yukarıda aktardığımız bilimsel tespitler doğrultusunda şahsımın da etkilenmediğini söylemek yalan olur.Neticede “kızım sana söylüyorum gelinim sen anal misali” kendimi sorguladığımda oluyor.Buna rağmen sosyal medya’nın büyüleci iksiri olan oyun isteklerinden (Candy Crush Saga) bir türlü kurtulamıyorum.Bu durum bende de bir takım rahatsızlıklara yol açmaya başladı.”Acaba..!” diyorum gereği kadar iletişim kuramıyor muyum ki karşı taraf beni dikkate almayıp yada tahrik edercesine oyun istekleri göndermektedir.”Bu bir protesto mu? ” dediğim de oluyor bazen.

Konu ile alakalı görüştüğüm ‘Genç Kalemler‘ de aynı dertten muzdarip. Bana “Çevizi kırıp içine girmeyenlerin cevizi hep kabuk zannettiklerini” sanan bir toplum olduğumuzu anımsattılar.Fasülyeleri bir aşağı , bir yukarı , sağa ,sola kaydırıp zaman öldürenlere karşı “Alın başınıza çalın Candy Crush Saga’nızı” diyerek karşılık verdiklerini anlatıyorlar.
Genç Kalemlerin bu tespitlerine katılmamak elde değil. “Ah bu davranışı ben de bir sergileyebilsem” diye içimden de geçmiyor değil.Kim bilir belki de “Beğenilmeme” korkusu mu yaşıyorum.
Ancak az önce ekranlarda gördüğüm bir manzara beni cesaretlendirdi.Proğram Beyaz Show,gecenin ilerleyen saatleri…Konuklar , yarı çıplak bir manken,kulağı,kaşı,burnu küpeli bir pop star ve konu “Hiç aldatıldın mı?”
Büyük bir salon yüzlerce seyirci ve hepside ülkenin dört bir yanından ,en seçkin Üniversitelerden gelen öğrenciler.Yine aynı satlerde başka bir kanalda sabah olunca derslerine girecek olan Profösör’lerin akademik çalışmalarını anlattıkları canlı yayınlar.Bir stan-up’cı ya gösterdikleri ilgiyi maalesef kendilerini yetiştiren öğretmenlerine göstermiyorlar…
Sosyal medyanın gücünü ve bu kirliliğini görünce artık ben de “Genç Kalemler” gibi “Alın başınıza çalın Candy Crush Saga’nızı” diyesim geliyor…

İlhan Nezor

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol