“Sisteme karşı savaştım ve kazandım!”
Son zamanlarda internette sıkça rastlanan bir video var. ABD’li bir hakim babacan tavırlar sergileyerek suçluları affediyor ve ABD hukuk sistemini gayet humanist(!) bir algı ile dünyaya pazarlamayı başarıyor.

Adil yargılama ile ün salan bu şahıs Amerika’nın Rhode Island eyaletinde görev yapan Frank Caprio …
Onu asıl ünlü yapan şey ise verdiği mahkeme kararları bir yerel TV kanalından da canlı yayınlanıyor olması.Oysa Hakim Caprio’nun kardeşi bir TV prodüktörüymüş ve abisinin duruşmalarını kayda alarak yerel bir kanalda yayımlarmış. “Caught in Providence” isimli bir programmış bu.
Bizi ilgilendiren tarafı ise ABD’ye eğitim için giden bir Türk gencinin trafik kurallarını bilmediği için kendisini Hakim Frank Caprio ‘nun karşısında bulması… Frank Caprio, aslında onaylaması gereken bir cezayı henüz iki aydır ABD’de bulunan bir Türk öğrencinin kuralları bilemeyeceğine hükmederek iptal ediyordu. Duruşma sonunda ona bir görev de veriyor ve diyordu ki, “Türkiye’ye gittiğinde şöyle diyebilirsin: Amerika’daydım, mahkemeye çağrıldım, sisteme karşı savaştım ve kazandım!”
Caprio Noel , Baba gibi, para cezası kesmeye kıyamıyor; herkesi affediyor. İlk etapta “vay be ne güzel sistem,toplumsal refleskleri çok iyi koordine ediyor ABD hukuk sistemi” diyesi geliyor insanın.
Peki ya gerçekten ABD’de ki hukuk sistemi böyle mi..?
ABD Hukuk Sistemi konusunda bir araştırma yaptık ve çok ilginç sonuçlar çıktı ortaya.
Ve alın size özgürlükler ülkesi Amerika…
Hep birlikte inceleyelim…
- Amerika’da hapisteki insan sayısı 2.5 milyon. Toplam nüfusun sadece %13’ü zenci iken hapisteki Amerikalıların %71’i zenci. Amerika hapisteki insan nüfusunda Rusya (600.000) ve Çin‘den (1.5 milyon) bile önde.
- “Evet ama zenciler daha çok suç işliyor” diyenler de aldanıyor. Zira Amerikan polisinin öldürdüğü zenci sayısı şehirdeki suç oranlarından bağımsız.
- Bugün ABD hapishanelerindeki zenci sayısı, 1850’deki köle sayısından fazla. Sempatik hâkim Caprio’nun videolarını “ah nerdee Türkiye?” diye paylaşan sazanlara da selâm olsun.
- Dünya nüfusunun sadece %5’inin yaşadığı Amerika’da dünyadaki tüm mahkumların %25’i yaşıyor. Nasıl çalışıyor bu makine? ABD’de eyaletlerin yarıdan fazlası özel hapishanelere ihale açıyor ve mahkum olmasa bile yatak başı para ödüyor. Cezaevlerinde milyarlar dönüyor!
- Aslında bu bir para çarkı. Yani insanlar suç işledikçe ABD’deki bazı şirketler muazzam para kazanıyor. Çünkü cezaevlerinin bir kısmı özelleştirilmiş. Bu sebeple gençleri, göçmen ve zencileri kasıtlı olarak suça itiyorlar.
- Cezaevlerinin kâr etmesi ve eyalet bütçesine yük olmaması için yerel idareler özellikle zencileri her fırsatta tutukluyor. Meselâ aynı miktarda uyuşturucu ile yakalanan bir zenci, beyaza kıyasla 3 ila 6 kat fazla hapis cezası alır. Yeniden başlama riski vb bahane edilir.
- Biz Amerika’nın daha çok yurt dışında, bilhassa İslâm coğrafyasında yaptığı zulmü biliyoruz. Meselâ Guantanamo ve Abu Graib gibi. Oysa ABD devleti kendi halkına da zulmeder. Tabi beyaz, zengin ve Hristiyan olanlar bu zulümden kurtulur hatta istifade eder.
- Peki ABD’nin kendi halkına ettiği zulüm sadece zenciler veya cezaevleriyle sınırlı mı? Değil. ABD’de fakir olmak da bir suçtur.
- Cezaevlerine geri dönelim. Bir kere içeri girince zencilerin yakasına yapışıyorlar. İçeride kavga çıkması için 500 kişiye 2 telefon veriliyor. Kavgaya karışanların cezası uzatılıyor ve özel cezaevi şirketi böylece bedavadan köle kazanıyor.
- 6 milyon eski mahkum oy verme hakkını kaybettiği için zencilerin yaklaşık %10’u oy kullanamaz. Zenciler oturdukları semtlere ve hapis yatmış akrabalarına göre riskli grup olarak fişlenir. İşlemediği suçun sadece mahallinden geçiyor olmak bile bir zenciyi hapse götürebilir.
- Amerikan polisi her gün 3 insan öldürür. Bunların üçte biri silahsızdır. Ölen zenci, öldüren polis beyaz olduğu zaman mahkeme yapılmaz. FBI polis şiddeti ile ilgili istatistikleri yayınlamadan önce biraz “düzeltir” yani gerçek bundan daha acıdır.
- ABD’de zenci olmak da fakir olmak gibi bir suçtur.
- ABD’de “adalet” denen şey aslında bir racondur. Ticaret ve endüstriyi engellemediği müddetçe hak yemek serbesttir. Devlet eliyle zencilere karşı ırkçılık yapılır.
- ABD’de kölelik kalkmadı; bu yalandır. Kölelik sadece şekil değiştirdi.
- ABD bir hukuk devleti değildir ama zihinleri işgal altında olan insanlar bunu fark etmezler. ABD propagandası çaktırmadan zencileri ve fakirleri insanlık kapsamı dışında bıraktığı için Türkiyeli aydın bozuntuları da ABD’yi özgür bir ülke zanneder.
- ABD bir polis devletidir. Tabi Türkiye’den gezmeye gidenler yahut güzel bir işi, maaşı olanlar bunu fark etmezler. Ama unutmayın, adalet zenginlerin yüzme havuzunu fakirlerden koruyan bir çoban köpeği değildir.
- Gerçek adaleti zenginlerin bekçi köpeğinden ayıran şey, hakim, polis ve savcıların zayıflar karşısındaki tavrıdır: Yetimler, dullar, sakatlar, mülteciler…
- Amerika’da “adalet” denen kurum, insanların mutsuzluğunu paraya çeviren kanlı bir makinedir. Fakirleri ve zencileri hapse atarak köleleştiren bu şirketlerin hisse senetleri, zengin Amerikalıların emekli sandıklarını doldurmakta…
- Amerikan cezaevleri özelleştirilmekte, mahkumlar köle gibi çalıştırılırken sağlık, yiyecek vb her hizmet mahkuma borç olarak yazılmakta. Bu şirketler ceza yasalarının her yıl daha fazla ağırlaştırılması için lobi yapıyor.
- Tabi ABD’deki hukuk ihlalleri sadece fakirler ve zencilerle de sınırlı değil. ABD bir mülteci cehennemi oldu. ABD ordusunun ve CIA’nın yıllardır talan ettiği Latin Amerika ülkelerinde yaşayan insanlar ABD’ye geldikleri zaman devlet onların çocuklarını çalıyor.
- Sürekli tıptaki ilerlemeler ve sağlık amaçlı robotlarla gündeme gelen ABD’de fakir insanlar diyaliz makinesine bağlanmaz hatta hastahaneden dışarı atılır.
- Amerika’da bir zenci bir erkeğin polis tarafından öldürülme ihtimali, beyazlara kıyasla 21 kat daha fazladır.
- Neticede ABD bir hukuk devleti değildir. Zenginlerin giderek daha fazla zenginleştiği bu ülkede ekonominin ihtiyacı olmayan fakirler, diplomasız zenciler ve sakatlar polis tarafından ya öldürülüyor yahut özelleştirilmiş hapishanelerde köleleştiriliyor.
- Şimdi sormazlar mı insana: Vatandaşlarına bu uygulamaları reva gören bir sistemde hangi hak arama savaşı kazanılabilir..?
- İlhan Nezor