Neden bu kadar çok hain yetiştiriyoruz..!(1)
Tarihte kurduğumuz İmparatorluk ve devletlerin çöküşünü ya kendi evlatları eli yıkmışız ya da yıkılışına yardımcı olmuşuz.Gelinen süreç ve yaşanan son olaylar da göstermektedir ki , şah damarını kendi evlatları vasıtasıyla kesmeye alışık bir millet olduğumuzu bir kez daha gösterdik.
Kadim bir medeniyete sahip , diğer milletlere devlet kurma sanatını öğretmiş olan milletimiz nasıl oldu da kendi çocuklarını kontrol edemez hale geldi,getirildi?Ne oldu da toplumsal duyarlılığımızı yitirmek noktasına gelindi?
Toplumsal ve sosyolojik her olguyu kurduğu vakıf medeniyetleri ile yaşatan ,komşusu açken tok yatmamayı şiar edinmiş bir toplum , bugün neden kendi çocuklarını potansiyel suçlu olarak görmektedir?
Bir zamanlar,sürülerini otlatmak için dağa çıkan çobanın bile yanına,’Belki bir Tanrı misafiri gelir ‘ diyerek bir kaşık fazla aldığı…
Kışın aç kalan Kurt’ların beslenmesi…Hasta ve garip göçmen kuşların bakım ve tedavilerinin temini…Bayram günlerinde şehir ve kasabalarda top atılarak çocukların sevindirilmesi…Köy ve kırsalda yaşayan ihtiyar ve kimsesizlere giyecek ve yiyecek temin edilmesi…Hamalların sırtlarındaki yükleri kimseye muhtaç olmadan dinlenmesi için mola taşları dikilmesi…Yaz aylarında sıcaktan bunalanlar için gölgeliklerin yapılması…Et fiyatlarının kış aylarında artmasının önlenmesi…Sütü yetersiz olan kadınların çocukları için süt anneler bulunması…Hac yolunda parasız kalanlara para dağıtılması ve yardım edilmesi…Yüksek dağ ve geçitlerde kar ve tipiden korunulması için sığınaklar yapılması…Ramazanda camilerde hurma,zeytin gibi iftariyeliklerin dağıtılması…vb gibi saymakla bitiremeyeceğimiz güzel hasletlere sahip bir milletten bahsediyoruz…
Görüldüğü gibi bu saydığımız ve insan hayatının her alanında bu hizmetlerin görülmesi için ecdadımız birer Vakıf kurulmuştur.
Böylesine gıpta edici bir medeniyet ve uygarlığa asırlar öncesinden ulaşan bir ecdadın torunlarına ne oldu da, ‘Toplumsal duyarlılığımızı yitiriyor muyuz…Neden bu kadar çok hain yetiştiriyoruz? ‘ demek durumunda kaldı.
Sütü yetersiz olan bir annenin çocuğu için ihtiyacını süt anne bularak karşılayan vakıf medeniyetinden , bugün (yazarken bile kahrediyorum) 3.5 yaşındaki bir çocuğa tecavüz edecek kadar ,ahlaktan,insanlıktan nasibini alamamış bir sapıklığa , ahlak yozlaşmasına kadar gelindi?
Kim ya da kimler bu toplumun,bu kadirşinas milletin limbik sistemi ile oynayarak “duygu körlüğü” oluşturdu?
Ülkesini bir kaos ortamına sokacak , bu toprakların çocuklarını , kınalı kuzularını , davul zurna ile gönderdiği Peygamber Ocağında isyana teşvik edecek ve Türk tarihinde görülmemiş bir ihanetin pençesine itecek ve kendisini yetiştiren milletine karşı ‘Ateş ede ede halkın üzerine gidin..!’ emrini verecek kadar hain bir general nasıl yetişti?
İngiliz ve Amerikalıların sık kullandığı bir deyim vardır “ Tanrı insanların önünü açmak ,doğru yolu göstermek için iyi insanları kullanır.Kötü insanlarda kendi kötü emelleri için Tanrının ismini kullanırlar.”
Maalesef bu neden ve niçinlerin cevabını bu pasaj üzerinden ele alarak yorumlayacağız.
Bu durum Ortadoğu ve haliyle İslam coğrafyasında çok yaygın bir durumdur.Ticaret , tarikat ve siyaset üçgeninde de sıkça görülen bu hal her bir olguyu erozyona uğratır.Hiç şüphesiz burada yapılması gereken en önemli faaliyet insanlara iyi bir eğitimin yanında iyi bir din eğitimi de verilmelidir.Bu eğitim insanların kolay aldatılmamasını sağlamak için şarttır.
Aksi takdirde , yetenekli ama geleceği parlak olmayan zayıf karakterli “yumurtalar” yetiştirmekten kendimizi alamayız.
(Devam edecek…)
İlhan Nezor