Anal yoldan tedavi edilmesi gerekenler..!
Millet olarak zor bir süreçten geçmekteyiz.Sosyal,kültürel ve stratejik açıdan kuşatma altındayız.Bu bağlamda aydınlarımıza önemli görevler düşmektedir.Ancak neylersiniz ki, her zaman olduğu gibi “aydın çılgınlığı” yaşamaktayız.Tarihte kurduğumuz İmparatorluk ve ve devletleri ya kendi evlatları eli ile yıkmış yada yıkılışına yardımcı olmuşuz.Neticede 780 bin kilometre kareye sıkışıp kalmışız.
Son yarım asırdır ‘kavram kargaşa’sının yaşandığı bir toplum olup çıktık. Buna , başta ülkeyi yönetmeye talip siyasi kadroların yanı sıra edebiyat ve sanat dünyası da eklenince adeta ‘Renklerin Savaşı’na şahitlik etmekteyiz. Her zaman söylerim ‘Bütün renkler kirlendi,birinciliği de beyaza verdiler.Beyaz da kirlenince varın siz düşünün gerisini…’
‘Düşünce ve fikir hürriyeti ‘ adı altında yapılan her fiil, hareket, yazılı ve görsel ögeler , son zamanlarda kendisini sorgulatır hale geldi.Özellikle gelişmekte olan bilişim teknolojileri sayesinde kişilik aşınması yaşadığımız göz ardı edilemez.Bu da demektir ki,yeniden bir ‘Kişilik MR’ı’ çektirmek durumundayız.
İşte böyle bir hengamede ‘Patalojik bir toplum’ dan söz edilebilir.Ferdi davranışların , kişiler ve toplumlar düzeyinde etkilerinin azımsanmayacak düzeyde olduğu bir gerçektir.Bu davranışların sosyal ve kültürel dokuyu tetiklediği günümüzde, geçmişte olduğu gibi kendi ‘şah damarını’ keserek ‘kaos ortamı’ oluşturulma çabası içerisinde olunduğu da görülmektedir.
Son zamanlarda bir hayli yükselen ve milli duyarlılığı saf dışı etmeye yönelik tavır, davranış, söz ve paylaşımların akıl sınırlarını zorladığına şahitlik etmekteyiz.Özellikle yetki ve sorumluluk makamında olanların akla ziyan açıklamalar yapmasını, Psikolojiden öte Embriyolojik bir sorun olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.
Onlarca hatta yüzlerce örnek verilebilir.
“Aydın çılgınlığı” nın son günlerde zirveye ulaştığı bir zaman dilimindeyiz.Ülkemiz sınırları boyunca hendek ve tüneller kazarak , bulduğu ilk fırsatta ülkemize sızma girişimleri yapmayı amaçlayan terör faaliyetlerine karşı TSK ve merkezi idarenin almış olduğu tarihi karar ve yapılan başarılı operasyonlar adeta sözde bazı aydınları çıldırtmış durumda.
Öyle ki, isimlerinin başında “Onursal” titri bulunan yargıtay onursal Cumhuriyet Baş savcısı Sabih Kanadoğlu çıkartılan KHK‘larla TSK‘nın yıpratılacağını,emir-komuta zincirinin bozulacağını ve neticede de bu ordunun savaş kazanamayacağını ifade etmişti Sözcü gazetesine verdiği demeçte.
Bu bağlamda CHP‘nin , başta Genel Başkanı olmak üzere tavan kadrosunun da duruşu yine patolojik bir vakıadır. Zeytin Dalı harekatını doğru bulduklarını ancak Afrin‘e girilmesine kesinlikle karşı olduklarını ifade ederek milli duruşun neresinde olduklarını da göstermişlerdir.
“Bana öyle bir il Başkanı bulun ki ,Tomaların önümde yumruğunu sıkarak durabilsin” arayışında olan Kılıçtaroğlu İstanbul İl Başkanlığına Canan Kaftancıoğlu‘nu getirerek bir özlemini de gidermiş oluyordu.
Kaftancıoğlu attığı Twetlerde devleti katil ilan ediyor , Türklerin Ermeni Soykırımı yaptığını ilan ederek vatandaşları da Taksim’de anmaya çağırıyordu.Bununla da yetinmeyip halkın yüzde 52 oyunu almış bir Cumhurbaşkanına,Başkomutana “ Tayyip Erdoğan Nerdesin Allah belanı versin…Şimdiki sloganımız bu..!” diyecek kadar zıvanadan çıkmıştır.
Sadece bu kadar mı..?
CHP‘nin hele bir de avukat üyesi Sera Kadıgil‘e ne demeli..! Bu toprakların mayası olan şüheda kanından tiksinecek kadar ileri giden bu zavallı attığı bir twette “ Hayatta hiç bir laftan tiksinmedim Şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar” diyerek “anal yoldan” tedavi edilmesi gereken bir hasta olduğunu da kanıtlamıştır.
Neden mi böyle bir ifade kullandık?
Anlatalım…
İki Ermeni vatandaş esnaf Moşon ile eşi Raşel…
Raşel Hanım eşi Moşon‘un olaylar karşısında çok agresif davranması ve kendisi gibi düşünmeyenlere çok galiz küfürler etmesi karşısında üzülmekte ve bu durumu doktora anlatmaya karar verir. Kocası Moşon‘u da alarak doktora giderler.Dertlerini anlatırlar. Doktor reçetesine bir fitil yazar ve “Efendim bunu gece yatmadan evvel anal yoldan alacaksınız” diye ikazda bulunur. Her ikisi de kafa sallayarak çıkarlar, eczaneden ilaçlarını aldıktan sonra eve dönerler.
İlaç alma vakti gelmiştir. Moşon ilacı eline alır ve eşine “Raşel, bunu anal yoldan alacakmışım; bu ne demek?”
Raşel, “Bilmiyorum” diye cevap verir. “İyisi mi sen doktora sor.”
Moşon telefon eder, aynı suali doktora sorar:
Doktor, “Efendim anüsünüzden alacaksınız” der ve telefonu kapatır. Moşon tereddüttedir. Anlamamıştır. Bir süre geçtikten sonra tekrar doktoru arar aynı suali sorar; doktor biraz sinirlenmiştir ama yine nazikçe “Efendim makat yoluyla kullanacaksınız” diye izah eder.
Ancak Moşon bu kelimeyi de bilmemektedir. Doktoru bir daha aramaktan çekinmektedir. Tüm cesaretini toplar, doktora yeniden telefon açar ne yapacağını sorar. Doktor artık dayanamaz ve “Bu ilacı al ve k…na sok! Tamam mı?” diye bağırır ve telefonu yüzüne çarpar.
Raşel, kocasına sorar, “Ne oldu Moşon, ne dedi?”
“Hiç, sadece bana çok kızdı ama ilacı nasıl alacağımı söyledi.”
Neticede anal tedavi işe yaramış ve Moşon artık eskisi gibi küfürler ve hakaret eden sözler söylemekten imtina etmiştir.
Demem o ki, bu ülkenin şehidine,gazisine,bayrağına,ezanına topyekün, milli değerlerine saldıranların reçetelerine bir fitil yazıp anal yoldan tedavi etmekten başka çıkar yol bulunmamaktadır.
İlhan Nezor