Son Şehzade (Neziroğlu)
Mürekkebin akmadığı yerde kan damlar

Kadının silahı Erkeklerin korkulu rüyası : Mor Cepken





Başta Osmanlı olmak üzere bu toprakların hamurunda Yörüklerin payı büyüktür.Göçebe yaşam tarzını seçen ve Anadolu'ya yaylak-kışlak kültürü ile giren Türkmen aşiretleridir Yörükler.

Son bir kaç yılın tartışma konusu olan "Kadın hakları...Kadının toplumsal statüsü..." Ve nihayet içinden çıkılalamz bir hal alan "Kadın cinayetleri" ile boğuşmaktayız.

Oysa , Yörüklerde evlenecek olan her genç kızın çeyizinde olamzsa olmazlardan olan "Mor Cepken" toplumda yeteri kadar bilinse ve onun ahlaki açıdan adeta bir silah gibi nasıl kullanıldığı anlatılıp toplumun ahlaki genlerine zerk edilseydi belki de bugün ne kadın istismarı ne de kadın cinayetleri ile karşılaşabilirdik.

Neden mi?

Nedeni şu...

Yörüklerde öyle güzel bir adet varki , aile kurumu ve eşler arası sadakatin bir sigortası gibi...

"Mor Cepken"

“Yörükler kızını evlendirirken çeyiz sandığına bir mor cepken koyarmış. Muhakkak olmalı bu mor cepken. Ola ki, kadın evlendikten sonra eşinden kötü davranış, şiddet görürse mor cepkenini giyer yolda yürürmüş. Ve mor cepkenli kadını gören her kes onun şiddete maruz kaldığını anlarmış. O kocaya herkes sırtını döner, kimse yüzüne bakmazmış. Adamın kahve’de oturacak sandalyesi, selam verecek bir kimsesi dahi kalmazmış. En önemlisi o aileye bir daha kimse kız vermezmiş.”

Kenarları sarı iplik işlemeli, yelek biçimindeki bu Mor Cepken evlendikten sonra kadın için bir başkaldırı simgesiydi. Büyük aşkla kurulan yuvalar kimi zaman bir ihanete kimi zaman şiddete maruz kalabiliyordu. Yüreği kırık, sevdası elinde kalan evli yörük kadını göz yaşlarını içine akıtıp çeyiz bohcasından çıkardığı mor cepkenini giyip herkesin göreceği yerde otururdu. Isyan bayrağını çekip boşanmak istediğini ilan ederdi mor cepkeni ile.

Baş kaldırırdı boylece yüreğini parçalayan adama. Mor cepkeni giyen kadını gören halk, kadının etrafını koruma çemberine alır ihanete, şiddete uğrayan kadını kollardı. Kendini affetdiremezse adam toplum tarafından dışlanır, bir daha toplum icinde deger gormez, kimse kızını vermezdi yuva kurması için. Ocağı söner, körocak olarak kalıp bedelini öderdi. Kadın baş tacı edilir, mor cepkenli kanadı ile uçar giderdi özgürlüğüne.

Bugünlerde , hatta yıllardır yüzlerce kez Proğramlar,sempozyumlar,oturumlar çeşitli yürüyüş ve festivallerle anlatılmaya ve aşılmaya çalışılan Kadın ve aile sorunu yörüklerde bu şekilde çözülürdü.

Bazen töreler kanunların üzerinde yaptırım gücüne sahiptir.

İşte "Mor Cepken" buna örnektir...Ne kanun,Ne Kanun Hükmünde Kararname ne de her hangi bir yasa...Toplumda ,Yörüklerde ki bu ahlak anlayışı hakim olsaydı bu sorunlar yaşanabilir miydi?

Hangi erkek böyle bir durumda sokağa çıkabilirdi?

İlhan Nezor









 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol