Son Şehzade (Neziroğlu)
Mürekkebin akmadığı yerde kan damlar

Artık Kaplumbağaları terbiye etme zamanı gelmiştir…

Günlerden 12 Aralık 2004 Pazar…

Ülke gündemine düşen bir haber yediden yetmişe herkesin ilgi odağı olur. İstanbul Swissotel‘de bir müzayede yapılacaktır… Bu müzayede Türk ve dünya basının ilgisini çekiyordu. Haftalardır satışa çıkacak olan bir tablodan söz ediliyordu. Türkiye’nin ‘Beyaz Türk‘ ailelerinin temsilcileri salonda yerlerini almıştı.Satışa sunulacak eser hafızalarda ve literatürde “Kaplumbağa terbiyecisi” olarak bilinen bir tablo idi.Türk resim sanatı açısından dudak uçuklatan bir fiyatla satın alınır. Pera Müzesi , 5 trilyon gibi rekor bir rakamla bu tablonun sahibi olur.

Peki “Kaplumbağa Terbiyecisi” neden bu kadar ilgi görmüştür? Bu ilgi ve öneme haiz tablonun tarihine bir bakalım.

İlk Türk Arkeoloğu… Dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni bulan ve İstanbul’a getiren kişi.Çağdaş Türk müzeciliğinin öncülerinden, İstanbul arkeoloji müzesinin kurucusu ve ilk müze müdürü.Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’ni yani ” Güzel Sanatlar Akademisi ” nin kurucusu.Ayrıca modern anlamda ilk Türk ressamlarından ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam.

Bu bahsini ettiğimiz kişi Osman Hamdi Bey’dir…

Osman Hamdi Bey, tüm bu çalışmaları yaparken çağının hantal ve bürokratik yapısıyla alakalı mücadelesine dikkat çekmek istemişti.Antik eserlerin pek rağbet görmediği bir toplumda sanatçıyı önemseyen bir algı oluşturmak gayreti içerisinde idi.İttihatçı istilası ve ihtilali hengamesinde kendisine ve bu mücadeleye karşı devlet kurumları hatta toplumun kendisi, sürekli yeni engeller çıkarmış, değişime ve modernleşmeye direnmişti.

İşte ne oldu ise bundan sonra oldu.Osman Hamdi Bey‘in 1906′da resmetdiği tablodaki kaplumbağalar önem kazandı.Devrinin hantal yapısına , ağır işleyen bürokrasisine ve değişime direnen topluma karşı bir mücadeleyi resmet meliydi.
Peki , 5 Trilyon gibi(12 Aralık 2004 ) çılgın bir rakamla Pera Müzesi‘nin satın aldığı bu tablo bize neyi anlatıyor.

3c47957327f787211fa73b3f3e2c3fbf

Vermek istediği mesaj nedir ?

Osman Hamdi Bey , resim çalışmalarını yaparken çok ilginç bir yöntem kullanır.Önce resmini çizeceği ortamda doğuya özgü kıyafetler giyerek kendi fotoğrafını çeker.Sonra da bunlara bakarak çalışmaya başladığı söylenir sanat tarihçileri tarafından… Dolayısıyla tabloda gördüğümüz erkek figürünün Osman Hamdi Bey‘in kendisi olduğunu söyleyebiliriz. “Kaplumbağa Terbiyecisi” de bu şekilde çizilmiş olabilir.Tablodaki mekanın Bursa “Yeşil Cami” olduğu söylenir.

Resmin vermek istediği mesaj hakkında bir araştırma yaptım.Sanatla iç içe olmayanların anlamakta güçlük çekeceği gerçeğinden hareketle sanat tarihçileri şu kanaate varmışlar ;

“Kırmızı kaftanı giymiş, derviş kıyafetleri içinde sakallı, kambur Yaşlı Bir Adam …

Bakımsız bir odada, marul yiyen kaplumbağalara bakıyor. Ama biraz düşünceli, karamsar ve yorgun bir bakış bu.

Sırtında bir nakkare (yarım küre biçiminde küçük bir davuldan oluşan vurmalı bir çalgı, Mevlevi müziğinin dört temel çalgısından da birisi) asılı ve buna bağlı mızrap (nakkareyi çalmaya yarayan nesne) boynundan aşağı sarkmış.

Ellerini arkasında kavuşturmuş, bir neyi tutuyor. Kırbaç değil de neden ney? Anlaşılan kaplumbağaları ney üfleyerek, nakkare çalarak yani musikiden yararlanarak terbiye etmeye çabalıyor.

Ama yaşlı adamın ney’i tutuşuna daha dikkatli bakacak olursak, neyi üfleme hazırlığında değil sanki vazgeçmiş, çabaları sonuçsuz kalmış.”

Sanat tarihçilerinin bu açıklamalarını anlayabilmek için Osman Hamdi Bey‘in yukarıda da ifade ettiğimiz gibi yaşadığı döneme ve vermiş olduğu mücadeleye dikkat etmek gerekir.Artık sistemin güçlü bürokrasisi karşısında çaresiz kaldığını,yorgun ve bitab düştüğünü,mücadelesine dikkat çekmek amacıyla kullandığı enstrümanların Nakkare ve Ney‘in sonuç vermediğini ifade etmektedir.

Bundan yaklaşık 109 yıl önce içinde bulunduğu durumu bugün paha biçilmez bir eserle anlatmaya çalışan Osman Hamdi Bey , bir asır sonra gelecek olan kuşaklara çok önemli bir misyon da yüklemiş oluyor bu çalışması ile.

Demem o ki, özellikle ‘aydınlarımız’ üzerindeki bu çılgınlığa dikkat çekmiş ve içinde bulunduğu toplumun gerçeklerine yabancılaşmaması , kaplumbağa hızı ile bir yerlere varılamayacağını , toplumun değerler bütünü içerisinde hareket etme , saygı gösterme çabasıyla mücadele edilmesi çağrısını yapmıştır.

Bugün Türkiye , iktisadi anlamda zirveye çıkmış , hafızalardan silinmeyecek yatırım ve projelerle adından söz ettirmiş , ekonomisi güçlü ilk 16 ülke arasına girmeyi başarmış,faiz lobilerine borçlanmadan hazineye kat be kat girdi sağlamış ,toplumu ayrıştırıcı inanç temelli söylemlerin önüne set çekmiş,barış sürecini başlatmış,vatandaşının dilinden ,dininden ve ötekileştirilmeden yaşam hakkına zemin hazırlamıştır.

İşte bütün bunları yaparken  Osman Hamdi Bey gibi önce kendi (Türkiye ) fotoğrafını çekmiş ve tabloyu oluşturmaya başlamıştır.Eğer bugün ” Yeni bir Türkiye” den bahsediliyorsa zamana karşı bir yarış içinde olan ülkenin geleceğini kaplumbağa hızı ile aşmaya çalışanları terbiye etmekle başarmıştır.

Son engelde aşılmak üzeredir.Artık  Fetö‘nün” Aldanmış Ruhlar” ı da, kendileri gibi düşünmeyenleri İzmir‘den denize dökmek isteyenlerde Kaplumbağa gibi terbiye edilmeye başlanacaktır.Ancak bir farkı vardır bu mücadelenin,ülkeye karanlık senaryo yazanlara karşı Nakkare‘nin ve Ney‘in sesi daha gür çıkacaktır.

Seçimini iyi yap Türkiye…

Çünkü gidebileceğimiz başka bir Türkiye yok..!

İlhan NEZOR

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol